Anasayfa / Faruk Beşer / Ramazanda neleri değiştirebiliriz?
Faruk Beşer

Faruk Beşer

Eklenme Tarihi: 29 Haziran 2014 00:00

Ramazanda neleri değiştirebiliriz?

Sürekli bir değişimi ve gelişimi, her gün bir öncekine göre daha iyi bir yerde olmamız gerektiğini anlatır. Gerçekten de İslam'dan İslam'a, imandan imana fark vardır. Bütün insanlara göre düşündüğümüzde bu böyle olduğu gibi, hayat serencamımızı göz önüne getirdiğimizde de kendimiz için de böyledir.

Mesela imanda ve ameldeki farklı derecelerde olma bakımından, bir Ebubekir'le bizim gibi sıradan bir müslüman arasında belki binlerce derece fark vardır. Dikkatli bir şekilde imanını ve İslam'ını sürekli geliştiren bir insanın kendi içinde de yirmi otuz yıl önceki haliyle şimdiki arasında binlerce derece fark oluşur. Bu fark bazen kötüye de gidebilir. Zaman zaman tökezlemeler olsa bile, önemli olan bu vektörün devamlı yükselmesidir.

Allah (cc), peygamberler arasında bile pek çok dereceler yarattığını söyler (2/253). O, insanları farklı derecelerde yarattığı gibi (6/83), her bir insan da kendi amelleriyle farklı derecelere ulaşır (6/132, 46/19). Demek ki, derece almak için amelin önemi var. Ahirette ise insanlar arasındaki bu derece farkı çok daha büyük olacaktır (17/21). Dünyada en büyük derece yükselmesini sağlayan amel, ilimdir (58/11). İlim bilginin amele dönüşen düzeyidir. Her bir derece yeni bir hissediştir. Tıpkı bilgi felsefesinde dendiği gibi; her bilgi yeni bir oluştur, her oluş da yeni bir bilgidir.

İnsan hayatındaki bu dereceleri, kazandığımız puanlar olarak görebiliriz. Puanlar arttıkça, yükselme hızı da artar. İnsanın en önemli hedefi, Allah katındaki değerini ve derecesini sürekli artırmak olmalıdır. Ve Allah katındaki değer 'takva' iledir. Takva, müminin Allah'ın emir ve yasaklarına uymak, yani O'na karşı saygılı olmak suretiyle, kendisini kötü sonuçlardan korumasıdır. Kısaca korunma, diye de anlatılır.

İşte Ramazan, derece yükselten puanların on kat, yüz kat, bin kat verildiği bir mevsimdir. Uyanık olanlar bir Ramazan'da, başkasının bir ömür boyu aldığı dereceden daha çoğunu alablir.

Ramazan, hayatımızda bazı değişiklikleri çok kolay yapabileceğimiz ve derecemizi katlayarak yükseltebileceğimiz bir imkândır.

Bu değişiklikler neler olabilir? Aklıma gelenler şunlar:

Ramazan Kuran ayı olduğuna göre, Kuranı Kerim'le ilgimizi çoğaltabiliriz. Daha çok okuyarak, okumasını bilmiyorsak öğrenerek, biliyorsak daha güzel öğrenerek, öğreterek, meal ve tefsirlerden anlamını okuyarak ve belki de en önemlisi, artık bundan sonra haftalık sürekli bir Kuranı Kerim dersi başlatarak. Elbette bunların hepsi, onu daha iyi yaşamak için olmalıdır.

Sigara içenlerimiz bu musibetten kurtulabilir. Oruçlu iken, on sekiz saat bunu içmemeyi başarabilenler, yirmi dört saat de başarabilirler. Yeter ki karar versinler. Çünkü sigara bizim zannettiğimizden de daha büyük bir musibettir. Binlerce zararından sadece birisi şudur: Sigara içen erkeklerin çocukları yüzde on daha geri zekâlı doğar. Kadın içerse bu oran yüzde yirmiye çıkar. Buna hakkımız var mı?

Yeme alışkanlığımızı müslümanlaştırabiliriz. Sahurda az ve öz yeriz, iftarda bütün gücümüzle bu kararımızı uygulamaya çalışırız. Mesela bir tas çorba içer, kalkıp akşam namazımızı kılar, sonra ikinci tabağımızı yeriz. Ama soframızda asla pek çok çeşit yemek bulunmaz. Yediklerimizi Ramazanda çoğaltmayız, aksine azaltırız. O zaman aslında ne kadar daha az yemekle yaşayabileceğimizi, hem de daha sağlıklı yaşayabileceğimizi görmüş oluruz.

Nefsimizi cimrilik konusunda eğitebiliriz. Allah Ensar'ı överken der ki: 'Onlar aç olsalar bile kardeşlerini kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunabilirse, işte iflah olacaklar onlardır' (59/9). Ayrıca buyurur ki, 'Allah'a karşı gücünüz yettiğince takvalı/saygılı olun. Dinleyin ve itaat edin. Verin, çünkü bunun hayrı sizedir. Her kim nefsinin cimriliğinden korunabilirse, işte iflah olacaklar onlardır' (64/17). Her gün yiyeceğimizden beş lira keserek, hem sağlımızı korumuş, hem de ramazan boyunca 150 liracık da olsa infak etmiş oluruz.

Teheccüde alışabiliriz,

Okumaya alışabiliriz,

Gıybeti azaltabiliriz,

Zikre, fikre ve istiğfara alışabiliriz.

Bunların sadece birisi bile mümine çok büyük mesafeler kat ettirir, dereceler kazandırır. Ve her zirveye çıkış, tek bir adımla başlar.

Hazır, şeytanlar da bağlanmışken...

RAMAZAN KİTABI

Yazarın Diğer Bazı Yazıları

Yorum Yap

Yorumlar

Bazı Haberler

Topuk kanı reddi sebebi ile Anayasa Mahkemesine başvuru örneği

Topuk kanı reddi sebebi ile Anayasa Mahkemesine başvuru örneği

Sizinde bebeğinizden topuk kanı örneği istenmiş, vermediğiniz için zulme mâruz kalmış ve diğer hukuk yollarını tüketmişseniz aşağıdaki formu kendi gelişmeleriniz çerçevesinde doldurup kendiniz veya avukatınız aracılığı ile Anayasa Mahkemesine müracaat edebilirsiniz.

Selam ver mutlu ol

Selam ver mutlu ol

Selamlaşmak, teşekkür etmek mutluluğu artıyor: Türkiye'de en çok hangi bölgeler yabancılarla konuşuyor? Rasülullah (a.s.v.) Hz. Enes’e (r.a.) şöyle buyurmuştur: “-Ey Enes! Ümmetimden rastladığın kimselere selam ver ki ömrün uzasın. Evine girdiğinde selam ver ki hayrın ve bereketin çok olsun.”

Edremit Aile Mahkemesi'ne Suç Duyurusu: Topuk Kanı zorbalığına tepki

Edremit Aile Mahkemesi'ne Suç Duyurusu: Topuk Kanı zorbalığına tepki

DSÖ'nün emir ve direktiflerine vahiy gibi sarılan Sağlık Bakanlığı hâmilelere şeker yüklemesi ve bebeklere topuk kanı zülmüne devam ediyor. Sezaryan zulmünü bitirmek için gayret etmeyen Sağlık ve Aile Bakanlıkları topuk kanı söz konusu olunca milleti tehditten geri durmuyor. Bebeklerinden zorla topu alınmasına itiraz eden Özdemir ailesi, Edremit 1. Aile Mahkemesinin aleyhlerine verdiği tedbir kararını Bursa Bölge Adliye Mahkemesine taşımıştı. Şimdi de aile adına açıklama yaptı.