Anasayfa / Nihal Doğan / Tarım Bakanına GDO hakkında 7 hayati soru?
Nihal Doğan

Nihal Doğan

Eklenme Tarihi: 02 Aralık 2009 00:00

Tarım Bakanına GDO hakkında 7 hayati soru?

1988 yılında AB ülkelerinde yürürlüğe giren bu yürürlüğün ardından,  Türk Standartları Enstitüsü de “TS 1253 Hıyar Standardı” adıyla bilinen tüzükle bu kriterlerin aynen uygulanmasını öngörmüştü.

AB yetkilileri, uzun yıllar süren bu fiziki düzgünlük saplantısının, doğal ürünlerin girişini engellediğini ve GDO'cuların işine yaradığını fark etmişler. Avrupa Birliği Tarım ve Çevre Geliştirme Komisyonu, geçtiğimiz Haziran ayında, Avrupa Birliği’nin bazı sebze ve meyveler üzerindeki şekil denetimine son verdiğini duyurdu. Kabul edilen yeni düzenlemeye göre 26 sebze ve meyveye “şekil özgürlüğü” iade edildi.

Ancak unutulan bir şey var, AB ülkelerinde 1988 yılından sonra doğan ve bugün 21 yaşında olan çocuklar gerçek salatalığın ve diğer 26 sebze ve meyvenin "doğal halini" tanımıyorlar! Şimdi doğal meyve ve sebzelerle karşılaştıklarında yıllardır "yapay" beslendiklerinin "şokunu" nasıl atlatacaklar? 

Evet, "trajik" bir olay değil mi?

Son yüzyılda insanların; haramdan çok- helalden, yapaydan çok- doğaldan, yalandan çok- doğrudan "korktuğunun" farkında mısınız?  Ve dünyaya vesvese yayıp, bu korkuları insanlara aşılayanların, dünyanın "ruh ve beden" sağlığı ile oynadığının?

Kimin "yarattığı" yiyeceklerin şekline ve içeriğine "hüküm" veriyorlar?

Yaradan, her yarattığını ayrı bir hikmetle yaratırken, insanoğlu; şükür etmek, o nimetlerin faydası ile uğraşmak, kendisi için yaratılmış güzellikleri korumak ve doğal olarak üretip- tüketerek insanca yaşamak yerine neler ile uğraşıyor?

Ancak ince bir nokta var ki, AB yetkilileri 21  yıl sonra da olsa yaptıklarının hata olduğunu anlayıp, doğru olanı kabul edip geri adım atabiliyorlar!

AB’nin bu kararının ardından GDO’cular korkmuş olacak ki hemen Türkiye’ye demir attılar! Saygıdeğer Hükümet Yetkililerimiz de, dünyanın hiçbir yerinde faydası görülmemiş, ancak birçok ülkede zararı görüldükten sonra kapı dışarı edilmiş GDO’lara ve GDO’culara hoş geldin partisi yaparcasına” GDO Yönetmeliğini” apar topar yürürlüğe soktu. Hem de bir ay içinde, 26 Ekim ve 20 Kasım 2009 tarihlerinde olmak üzere iki yönetmelikle!

GDO’lar, yani Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar artık devlet onayı ile Türk halkına yedirilecek. (Allah, GDO’lu ürün yemek ve yetiştirmek istemeyenleri korusun İnşaAllah...)

GDO’ları tüketen ülkeler ve yetkilileri o “canavardan” kurtulmaya çalışıyorlar. Bizim yetkililerimiz ise adeta GDO'yu yeniden keşfetmekle uğraşıyorlar! Farklı alanlarda birçok bilim adamımız, araştırmacı ve yazarımız, Genetiği Değiştirilmiş Organizmaların insan ve çevre sağlığı açısından büyük risk olacağını ifade ederken, Tarım Bakanlığı Yetkililerimiz, yayınladıkları yönetmelikle GDO’lar gelecek diyor!

Temenni ediyoruz ki AB ülkelerinde olduğu gibi uzun sürmeden, ülkemizdeki "Saygıdeğer Yöneticilerimiz" de gıdalarımız konusunda insan ve çevre sağlığı açısından hak olanı kabul edip yanlış kararlarından kısa zamanda dönerler!

Sayın Tarım Bakanımıza soruyoruz:

26 Ekim 2009’da yönetmelikte “GDO’suz ürünlerin etiketinde ürünün GDO’suz olduğuna dair ifadeler bulunamaz” yasağı getirmişti. 20 Kasım 2009’da bu kalktı. Buna olumlu bir gelişme diyebiliriz.

Ancak eski yönetmeliğe göre ithal edilen gıda veya yem yüzde 0,9 oranında GDO içeriyor ise, GDO’lu olarak kabul ediliyordu. Yeni yönetmelikte bu kısıt kalktı. Artık yüzde 0,9 GDO içeren gıda veya yem GDO’lu sayılmayacak.  Yüzde 0,9 oranı AB standardı olarak sunuluyor. 

Yeni yönetmeliğin, "İzin koşulları" başlıklı 6 ıncı maddesi, "Başvuru koşulları" başlıklı 9 uncu maddesi,  "İhalat" başlıklı 11 inci maddesi 1 Mart 2010 tarihine kadar uygulanmayacaktır deniyor.

*Peki, neden yönetmelik apar topar yürürlüğe girerken bu maddeler için uygulama dört ay sonra başlıyor? Uzun zaman boşluğu içinde ithalatı yapılan (GDO'lu olması yüksek ihtimal) mısır, soya, pamuk, patates, kanola gibi gıda ve yem ürünlerini ve içeriğini kim denetleyecek? 

* Yüzde 0,9 eğer gerçekten AB standardı ise, neden Fransa GDO'lu ürünlerde yüzde 0,1 oranında ısrar ediyor?

* GDO’lu gıdaların kısa veya uzun zamanda sağlığımız üzerinde nasıl bir etki yapacağı bilinmezken, yapılan araştırmalarda GDO’nun 0,1 oranı dahi insan ve hayvan sağlığı üzerinde zararlı olduğu bilimsel olarak ispatlanırsa ve bu zararın geri dönüşü de olmazsa o zaman ne olacak?  

* Çevre, insan ve hayvan kısaca canlı hayata verilen tahribatın bedelini kim ödeyecek?  

Yazarın Diğer Bazı Yazıları

Yorum Yap

Yorumlar

Bazı Haberler

Topuk kanı reddi sebebi ile Anayasa Mahkemesine başvuru örneği

Topuk kanı reddi sebebi ile Anayasa Mahkemesine başvuru örneği

Sizinde bebeğinizden topuk kanı örneği istenmiş, vermediğiniz için zulme mâruz kalmış ve diğer hukuk yollarını tüketmişseniz aşağıdaki formu kendi gelişmeleriniz çerçevesinde doldurup kendiniz veya avukatınız aracılığı ile Anayasa Mahkemesine müracaat edebilirsiniz.

Selam ver mutlu ol

Selam ver mutlu ol

Selamlaşmak, teşekkür etmek mutluluğu artıyor: Türkiye'de en çok hangi bölgeler yabancılarla konuşuyor? Rasülullah (a.s.v.) Hz. Enes’e (r.a.) şöyle buyurmuştur: “-Ey Enes! Ümmetimden rastladığın kimselere selam ver ki ömrün uzasın. Evine girdiğinde selam ver ki hayrın ve bereketin çok olsun.”

Edremit Aile Mahkemesi'ne Suç Duyurusu: Topuk Kanı zorbalığına tepki

Edremit Aile Mahkemesi'ne Suç Duyurusu: Topuk Kanı zorbalığına tepki

DSÖ'nün emir ve direktiflerine vahiy gibi sarılan Sağlık Bakanlığı hâmilelere şeker yüklemesi ve bebeklere topuk kanı zülmüne devam ediyor. Sezaryan zulmünü bitirmek için gayret etmeyen Sağlık ve Aile Bakanlıkları topuk kanı söz konusu olunca milleti tehditten geri durmuyor. Bebeklerinden zorla topu alınmasına itiraz eden Özdemir ailesi, Edremit 1. Aile Mahkemesinin aleyhlerine verdiği tedbir kararını Bursa Bölge Adliye Mahkemesine taşımıştı. Şimdi de aile adına açıklama yaptı.