Tarım Bakanlığı bunu bile yapmış
Eski gıda laboratuarı işletmecisi, Veteriner Doktor Can Demir'in -hayli geç de olsa- paylaştığı belge, normal şartlarda yeri yerinden oynatacak hatta ilgili bakanı dahi koltuğundan edecek bir belgedir. Ancak bu belge dahi, küresel egemen güçlerin politikalarıyla bütünüyle paralellik arz eden Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nı etkilemeyeceğini biliyoruz. Onları ve daha üst makamları etkilemese de bir görevimizi yapıp, Can Demir'in 'İthal GDO'lu ürünler gizlenecek mi?' başlıklı makalesinin baz
Aşağıdaki uygulamaya getiren olay, zannederim ki medyada uzun süre gündemde kalan bebek mamalarında bulaşan seviyesinde GDO bulunması ve aranan değerin 0 olan yönetmelikte değişikliğe gidilmesi söylentileridir. Özetlemek gerekirse; Bir özel gıda laboratuvarının bahse konu bebek mamaları için ithalat safhasında GDO olmadığı sonucuyla yurtiçine girmesine onay verilmiş, ancak Bursa GTH İl Md. yetkililerince son ürün denetimlerinde satış noktasındaki raftan alınan numunelerde GDO varlığı tespit edilmiştir.

Sonraki gelişmelere bağlı olarak, aynı parti seri numaralı şahit numuneler Var/Yok analizinden daha detaylı olması için Bakanlık Ankara Gıda Kontrol Laboratuvarlarında tekrar analiz edilmiştir. Ayrıca mama firması aynı parti seri numaralı ürünleri piyasadan geri toplayarak kendilerinin Ülkemizde ve de Avrupa'daki laboratuvarlara tekrar analiz yaptırdığını ve ürünlerinde GDO bulunmadığına dair raporları ve basın açıklamaları medyada yer almıştır. Farklı laboratuvarlarda yapılan GDO varlığı yönünden analiz sonuçlarında paralellik görülmediği bilgisi alınmıştır. Laboratuvar dünyası olarak bu tür analizlerin, özellikle laboratuvar ortamında bulaşmaların olabileceği ve numunelerin aynı olmasına rağmen farklı farklı sonuçlarının alınabileceği tecrübesi de dikkatle mutlaka değerlendirilmelidir.
Bu gelişmeler üzerine ithalata uygunluk veren özel gıda kontrol laboratuvarı, Bakanlık yetkililerince GDO analiz uygulamaları yönünden denetim yapılmış, sonuçlar hem alt yapı ile analiz yapma tekniği yönünden tekrar değerlendirilmiştir.
Çok sayıdaki farklı sonuçlara rağmen, Türkiye genelindeki 93 laboratuvardan ve öncelikle İstanbul'da hizmet veren 31 özel gıda laboratuvarından GDO analiz yetkisi bulunan ve de akredite olan laboratuvarların tamamına zannederim ki ceza verilme anlamında bir uygulamaya gidilmek istenmektedir.
Her ne kadar , "Yoğunluk dikkate alınarak aksamaya meydan verilmeyecek şekilde önceliğin bakanlığın bünyesindeki gıda kontrol laboratuvarına gönderileceği" belirtilse de bu durum pratikte uygulamanın bariz olarak özel laboratuvarla gönderilmemesi anlamı taşıyacağı hepimizce aşikârdır. Oysa ki mülkiyeti kime ait olursa olsun ülkemizde de, AB ülkelerinde olduğu gibi bakanlık ve özel gıda laboratuvarları aynı yönetmeliğe tabi olarak, analiz görevleri yönünden aynı yetkiye sahiptir. Özellikle GDO analizi yetkisi olanların, TÜRKAK'tan uluslararası geçerli akreditasyon şartı bulunmaktadır.
Bu uygulamanın medyada konuşulan "GDO'ya izin verildi'' anlamına gelen haberlerin getirdiği kamuoyu baskısının sonucunda, zannederim "kol kırılır yen içinde kalır'' misali tüketiciye olan şeffaflık bir yana bırakılarak, hızla çıkarılan GDO bulaşma yönetmeliği ile Zonguldak 'da benzer olayın meydana geldiği ve akıbeti öğrenilemediği bebek mamalarında olduğu gibi, bundan sonra acaba GDO'lu ürünlerin ithalatından, denetim safhasındaki kontrolüne kadar bir gizlilik politikası mı planlanmaktadır.
Bu durumda, bakanlığın laboratuvar dairesinden başlayan her seviyedeki Sayın yöneticilerine ve de denetçilerine; GDO analizi yapan özel gıda laboratuvarlarının GDO analiz bölüm maliyetinin asgari 250-350 bin TL arasında yatırım gerektirdiğini en az iki personel istihdamı ile denetim ve akreditasyon masraflarının ilavesi ile bu rakamın neredeyse ikiye katlandığını hatırlatmak isterim. Keza hepimiz biliyoruz ki, bu bölümde kullanılan cihazların tamamına yakını ithal yani ülkemizden çıkan döviz olduğudur. Ayrıca GDO numunesi gönderilmemesi ile birlikte ürüne göre değişen kontrolörün analiz talepleri için numuneler haklı olarak bölünemeyeceğinden buna bağlı olarak mikrobiyoloji ve kimya gibi analizlerinde özel laboratuvarlarda yapılamaması anlamına gelecektir.
Bu durum özel gıda laboratuvarlarının sürdürülebilirlikleri anlamında sıkıntıya gireceği ve korkarım ki kapanmalarına kadar varabilecek olumsuzlukların meydana gelmesi ihtimalinin artacağıdır.
GIDA HAREKETİ OLARAK
Can Demir bey'in sadece sektörel boyutlu eleştirilerinin üstüne galiba şunları eklemek zorundayız.
Bu belgenin gerçek anlamı:
"Özel sektör sen GDO tespit edip başıma iş açabilirsin. Ben görmek istersme görürüm görmek istemezsem görmem.
Ben kamuoyunu GDO yasaktır diye uyuturken bal gibi GDO'yu yediririm.
Özel sektör yatırım yaparak küresel düzene muhalefet etme..."
Öteyandan şu şeytanın işine bakarmısınız!
Önce Allah'ın tabiî / tayyib ürünlerine bir yandan müdahale ediyor diğer yandan da zehirli kimyasallarla kirletiyor.
Sonra "doz" adlı bir masal icat ediyor.
Dozun altında kalanlar öldürmez ama uzun vadede herkesi kanser, kısır ve organ yetmez yapar.
Bunları anlamanız için alet ve kit geliştirir.
Önce milyarlarca dolarlık tarım zehiri satar.
Sonra bu zehirleri test etmek için milyonlarca dolarlık test cihazı ve kit pazarlar.
Bu sayede tüketiciye analiz pazarı ödettirerek herkesi soyar.
Ardından bilim adamı dedikleri kölelerini sahneye sürüp "bu zahirler adamı öldürmez, otlar bile insan öldürüyor" dedirterek taşeronluk yaptırır.
Bürokratınızı da, akademisyeninizi de devletinizi de esir alıp, devletine milletini zehirletir.
Daha sonra kendisine ait sağlık mafyasını sahneye sürüp tetkik, ilaç adlı zehirli kimyasallarını satar.
Şeytan bu nasıl çarpacağını sadece o bilir.
Korunmak için akıllı olmak ve "Ezubillahimineşşeydanirracim"i sürekli tekrar etmek gerek
Yorum Yap