Bu ne iş Mehdi Bey?

Biyogüven(siz)lik Kurulu’nun, 13 GDO’lu mısır çeşidinin ithalatına izin vermesini değerlendiren Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi Başkanı Kemal Özer; “Bir gün önce GDO’ya izin vermiyoruz diyen bakanlığın bir gün sonra 13 GDO’lu mısıra izin verdiği ortaya çıktı. Bu davranış, bu toplumunla alay etmektir” dedi.

Bu ne iş Mehdi Bey?

Biyogüven(siz)lik Kurulu'nun, 17 Kasım 2011 tarihinde yaptığı toplantıda, çoğunluğu Monsanto'ya ait olmak üzere 13 GDO'lu mısır türünün ithalatına izin verdiği ortaya çıktı.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in yazılı soru önergesine önceki gün verdiği cevapta; "26 Ocak 2011 tarihinden itibaren bugüne kadar 3 adet GDO'lu soyanın ithalatına izin verilmiştir” demişti.

26 Kasım 2011 tarihinde Diyanet İşler Başkanlığı'nın Afyon'da düzenlediği “Günümüzde Helâl” başlıklı sempozyumunda konuşan, Biyogüven(siz)lik Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hakan Yardımcı ise “Bugüne kadar hiç GDO'lu mısıra izin verilmedi, sadece 6 çeşit GDO'lu soya ithalatına izin verildi” demişti. Aksi yöndeki itirazlara da “GDO'lu mısıra ise izin verildiği doğru değildir” diye reddetmişti.

Yine Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın, Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'ne verdiği 03.11.2011 tarih ve 037686 sayılı bilgi edinme cevabi yazısında da; “2011 yılının ilk 6 ayında, GDO'lu yem veya yemlik madde ithali 22 farklı firma tarafından gerçekleşmiştir” denilmişti.

A) Biyogüven(siz)lik Kuru1u Başkanı'nın, 17 Kasım'da 13 çeşit GDO'lu mısıra izin verilme kararına (karar için bakınız) imza atmasına rağmen, 26 Kasım'da Afyon'da yaptığı konuşmada bunu inkâr etmesi ve 100 dolayında seçkin kişiyi ve kamuoyunu yanıltması;

B) Bakanlığın 3 Kasım 2011 tarihli resmi yazısında, 22 firmaya GDO'lu soya için ithalat izni verildiğini belirtmesine karşın, Bakanın bir milletvekiline sadece 3 çeşit soyaya izin verdiklerini açıklaması nasıl bir anlayışın ürünüdür?

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın toplantısında, Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi Başkanı'nın “Bakanlığın 2011 yılında İstanbul'da yaptığı piyasa denetimlerinde, 4 bin dolayındaki numuneden 1600'den fazla üründe GDO tespit edilmiştir” ifadesine karşın, Biyogüven(siz)lik Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hakan Yardımcı'nın yönettiği oturumda, “Evet Bakanlıktan bana verilen bilgide bu yönde, ancak bu ürünler Biyogüvenlik Kanunu'nun yürürlüğünden önceki dönemde yapılan ithalatlara ait ürünler olmalı” şeklindeki teyidi de göstermektedir ki, GDO'lu ürünler Türkiye'de serbest dolaşımdadır.

Kamuoyu bilmelidir ki; Türkiye'deki biyogüven(siz)lik kanunu amacını tarif ederken, “genetik yapısı değiştirilmiş organizmalar ve ürünlerinden kaynaklanabilecek riskleri engellemek” cümlesiyle başlamaktadır. İkinci maddede ise “Veteriner tıbbî ürünler ile Sağlık Bakanlığınca ruhsat veya izin verilen beşeri tıbbî ürünler ve kozmetik ürünleri bu Kanun kapsamı dışındadır” hükmüyle; insanî ilaç, kozmetik ve veteriner ilaçlarının GDO'lu olmasına açıkça izin vermektedir.

Beşinci maddedeki yasaklar sıralanırken ise; “GDO ve ürünlerinin onay alınmaksızın piyasaya sürülmesi, GDO ve ürünlerinin bebek mamaları, devam mamaları ile bebek ve küçük çocuk ek besinlerinde kullanılması” şeklindeki kısmî sınırlamaya rağmen, sürekli olarak “GDO yasak” ifadesiyle toplum bilinçli bir şekilde yanıltılmaktadır. ‘GDO yasaktır' açıklaması yapmaktan bir türlü geri durmayan Bakanlık ve bağlı organı, kurulduğu günden bu yana kendisine yapılan her türlü GDO'lu ürün ithalat müracaatına izin vererek bizlerle alay etmektedir.

Bakanlığın sitesinde yer alan bilgiye göre, ABD Ankara Büyükelçisi Ricciardone, 2 Aralık 2011 günü Bakan Mehdi Eker'i makamında ziyaret eder. Bu ziyarette Bakan Eker, ABD Elçisine “Amerika Birleşik Devletleri ile işbirliğine açığız” diyor. Bakanın bu sözleri şimdi daha iyi anlaşılıyor. Görülüyor ki, Türkiye'de GDO konusunda söz bitmiştir.”

 

Yorum Yap

Diğer Haberler