Yoğurtta domuz jelatini haberinin ardındaki gerçek

Bugün Takvim gazetesinde ilginç bir haber var. Haber başlığı hiç de yabancı olduğumuz bir başlık değil, fakat gizli amaç ayrıntıda gizli.

Yoğurtta domuz jelatini haberinin ardındaki gerçek

Takvim Gazetesi'nde yoğurtta jelâtin şeklinde geçen haber evlere şenlik bir durum arz ediyor. Elbette sorun haberi yapan yayın organında değil, demecin içinin boş olması bir yana gizlenen amaçta.

Haberde konuşan kişi Gıda Güvenliği Derneği Başkanı Dr. Samim Saner.

Saner az süt kullanarak yoğurt kıvamını tutturmak adına kıvam artırıcı ve hastalıklara yol açan katkıların kullanıldığını söylüyor.

BU İŞTE BİR TUHAFLIK VAR

Dikkat edilirse konuşan kişi Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi Başkanı değil, Gıda Güvenliği Derneği Başkanı. Yani Ülker'den CocaCola'ya Kraft'tan Eti'ye, Cargill'den Aytaç'a, CarrefourSa'dan Coca-Cola'ya, Reis Gıda'dan Tetra Pak'a, McDonald's'tan Şütaş'a, Pınar'dan Danone'ye birçok 'büyük' üretici tarafından kurulmuş bir derneğin başkanı.

ÇİĞ SÜTTE DİKKAT ETMELİYMİŞ: HADİ ORDAN

Gıda devlerinin kurduğu ve finanse ettiği derneğin başkanı "Çiğ sütten yapılan ürünlerde çok dikkatli olmak gerekir. Yoksa ciddi hastalıklara davetiye çıkarmış olursunuz" diye korkutuyor halkı.

O halde ya ne yapalım? Kapitalist gıda üreticilerinin bin çeşit işlemden geçirip, sayısız katkı maddesi ekleyerek besin değerini sıfıra indirdikleri ve vücut tarafından hazmedilemez hâle getirdikleri kimyasal ürünleri kullanalım öyle mi?

Patronlar böyle istiyor olabilir ama mide ve sağlık bizim, biz istediğimizi yer içeriz.

Kapitalist üreticilerin kurduğu derneğin başkanı diyor ki: Tarım Bakanlığı onaylı ürünleri almalı.

UHT'nin sahibi Tetra Pak'ın üyesi olduğu Derneğin Başkanı Saner, “çömlekte 'köy ürünü' diye satılan markasız yoğurtlara özellikle dikkat edilmeli” demiş. Demek istiyor ki; mahallenizdeki mandıranın ürettiği yoğurdu almayın Fransız'ın yoğurdunu yiyin.

SUBLIMINAL HABER

Ayrıntıya gizlenen subliminal mesajda ise küçük üreticiler güvensiz bizim derneğimizin üyeleri güvenli demeye çalışılıyor.

Peki, tağşiş yaptığı için teşhir edilen firmaların tümünün Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'ndan üretim izin belgeleri yok muydu? Vardı!

Demek ki neymiş, Bakanlıktan izin belgesinin olması, üretimin sağlıklı olduğunu anlamına hiçbir zaman gelmezmiş.

DOMUZLU YOĞURT NEREDE?

Dikkat edilirse başlıktaki “yoğurtlarda domuzdan elde edilmiş jelâtin” ibaresinin haberin detayında yer almadığı görülüyor. Oysa aynı dernek sitesinde jelâtinin “sığır jelâtini” olduğunu iddia ediyor.

Bu dernek üyelerinin kullandığı jelâtinlerde domuz olmadığını garanti edebilir mi? Edemez! Çünkü ederse Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'nin aksi yöndeki analiz belgesini yayınlamasından çekinir.

BU DEMEÇTEKİ AMAÇ?

Bu derneğin amacı ne ise demecin amacı da o. Küçük esnafı kötü gösterip tüketiciyi büyük markalara yönlendirmek. Zaten ekranlarda yapılan propaganda da bundan başkası değil!

“Bilmediğiniz markalardan alışveriş yapmayın!” deniliyor. Peki neden?

O markalar büyük.

Onlara devletin sözü geçmez, gücü yetmez. Siyaseti, medyayı onlar finanse ederler. Akademik çevreler onlarda danışmanlık yapar.

Halk tabiriyle Allah'tan ve kanundan korkan küçük üreticinin eti ne budu ne? Özetle büyükler büyüsün, küçükler yok olsun.

Demek ki neymiş, “kendi pazarını kendin yarat, kendi muhalefetini kendin üret” ki kontrol sende olsun.

Yedik mi elbette yemedik!

İŞTE O DERNEĞİN ÜYELERİ

DOMUZ JELATİNİ YOĞURTTA DEĞİL HER YERDE İŞTE BELGESİ

 

En Çok Okunan Haberler

Yorum Yap

Diğer Haberler