Anasayfa / Dr Ali Akben / Okunmuş su gerçegi….
Dr Ali Akben

Dr Ali Akben

Eklenme Tarihi: 12 Eylül 2011 00:00

Okunmuş su gerçegi….

Anne rahminde yaşamın ilk günlerinde insanoğlunun yüzde doksandokuz gibi bir oranının su olması gerçeği bir çoğumuzun dikkatinden kaçıyor olsa gerek bu değerli minerale hakketiği kadar önem vermiyoruz..Bu önem vermemenin bedelini ise yaşadığımız her saniye veya dakika yada gün ödemeye de devam ede duruyoruz.

Günümüz yorgun bitkin halsiz ve ağrılarla kıvranan depresif ve çökmüş insanı sorunlarının kaynağının tükettiği sudan olduğunu bilse ne yapar? Sanırım aşağıda yazacaklarımı daha bir başka okuyarak kendine bir iyilik yapmış olur…Bende size kendinize bir iyilik yapın diyerek yazıma başlıyorum...

İnsan bünyesinin yüzde yetmişi sudan teşekküldür .Su sayesinde en ücra doku ve organlarımız hem besleniyor hemde temizleniyor..Bu açıdan baktığımızda sular içerisinde yüzen duku organ ve hücrelerimiz ve bunların oluşumunu sağlayan atomlarımız hayatiyetlerini sürdürebilmeleri için gıdadan çok suya muhtaç…Biz bu gerçeği deprem gibi doğal felaketler sırasında zaten hep duyup işitmiyormuyuz..Mucize kurtuluşla kurtulan nice insan şunu yada bunu yedim demiyor şu suyu yada bu sıvıyı içerek hayatta kalmaya çalıştım diyor… Biz hekimler de bunun üzerinden şöyle diyoruz…İnsan bünyasi açlığa günlerce hatta aylarca bile dayanırken susuzluğa ancak üç beş gün dayanabiliyor…

Bu kadar önemli hayati bir gıda olan su ile ilgili bilgilerimiz son yıllarda giderek arttı ve de artmaya devam ediyor..Bilgimiz arttıkca doğal olarak ondan daha başka nasıl yararlanmamız gerektiği sağlığımıza ilave katkıları bu yollardan nasıl artırabileceğimizi de düşünüyoruz.Su iki oksijen ve bir hidrojen atomundan teşekkül içerisinde yaşamımız için gerekli doğal mineraller ihtiva eden mucizevi bir gıdadır.Canlı olması enerji yönünden zengin olması oksijeni bol ve iyonize bir su ile yani kaliteli ve şifalı bir su ile bünyamizin sıvı ihtiyacını karşılıyor isek kazancımız saymakla bitirilemez..Müzmin yorgunluktan uykusuzluğa kireçlenmeden yaygın ağrıya barsak kanserinden mesane kanserine eklem tutukluğundan kas ağrısına depresyondan sabah tutukluluğuna günümüz moda hastalıklarının bir çoğunu alt edebiliriz…

Hepimizin ortak paydası olan adeta kaderimizmiş gibi yaşadığımız bir çok hastalığın tedavisi elimizin altında olmasına rağmen burnumuzun dibindeki bu nimeti kucaklamak yerine hala bir çoğumuz kirli cansız enerjisiz klor flor aluminyum kurşun kadminyum ve nikel gibi ağır metallerden zengin ama bizleride gizlice öldüren suları içmeye devam ediyoruz...

Bir çoğumuz beklide canlı su sözünü bile yadırgamaktadır.Su nasıl canlı olur diye düşünenler şimdi aktaracaklarımı daha iyi anlamaya çalışmalılar…Bedenimizde taşıdığımız su saf temiz iyonize ve alkali olduğunda görevlerini bir başka yaparak bizleri daha zinde ve dinç haline getiriyor…Su gözlerimizle gördüğümüzün ötesinde muammalara ve gizemlere de sahip olabilir fikri bir çoğumuza artık yabancı değildir.Yüzyıllardır insanlar suya bazı şeyler okuyarak yada katarak yada vererek onu bir tedavi aracı olarak kullanmışlar ve kullanmaya da devam ediyorlar..Nasıl kök salmış bazı halk tedavilerini artık reddemiyorsak veya geleneksel tedavilere eskisi kadar mesafeli değilsek ve bir çoğunu günümüz tıbbına destek mahiyetinde uygular oldu isek su ile tedaviye de bu gözle bakma zamanımız geldi sanıyorum…

1980'li yıllarda akupunktur ve alternatif tedavilerle ilgi okuduğum kitapları hocalarımdan gizleme ihtiyacı hissettiğimi hatırladıkça genç hekimlerimizin daha şanslı olduklarını düşünüyorum.Unutamadığım bir tek anımı aktardığımda bana hak vereceğinizi umuyorum..Çapa tıp fakültesindeki bir hocam elimdeki akupunkturla ilgili amerikadan zorluklarla getirttiğim bir kitaba baktıktan sonra doktor bey böyle safsatalarla körpe beyninizi yormayın demişti…

Şimdi aktaracaklarıma yine bu gözle bakanlar elbette olacak ve olmaya da devam edecektir. Ama güneşin balçıkla sıvanamadığı gerçeği gibi evrensel kabul görmüş gerçeklerde bilim yaftası ile sıvanamayacak ve her geçen gün bu konularda çalışanların üstün gayret ve çabaları ile biz hekimlerin sifa eli biraz daha güçlenecektir…

İnsan hayvan bitki su daha doğrusu gördüğümüz her şey bize kendi içindeki dengesi düzeni ile bir ders veriyor.Hekim olmamız nedeni ile birazını tanıdığımız insanoğlunun her bir atomu her bir zerresi de aynı dersi bizlere veriyor..

Ya göremediklerimiz…Daha doğrusu bu günkü cılız bilgilerimizle göremediğimiz şeyler…100-150 yıl önce biri çıkıp nezle veya grip virüsten oluyor diye bir tez ortaya atsa ne olurdu acaba… Yada 10-20 yıl önce birisi çıkıp suya bakarak suyu okuyarak su ile konuşarak tedavi edilebileceğini aktarsa ne olurdu…soruları siz çoğaltabilirsiniz…

İkibinli yılların başında bir Japon bilim adamı emoto kar kristallerinden onlar arasındaki ahenkten yola çıkarak su da böyle bir kristalleşme bulabilirmiyim ümüdi ile su ile yatıp su ile kalkmaya başlıyor ve sonunda suda kristalleri görmeyi başarıyor..Milyonlarca yıldır yağan kar kristallerindeki düzen ahenk kazasız ve belasız hedefe varış gibi mucizeleri yaratan güç suyada gizemini adeta nakşetmiş..Bilimsel merak bu kristallerin dış ortamdan etkilenebileceği fikrini çağrıştırdığından su kristallerinin dış uyaranlara verdiği cevaplar tabi ki önemli...

Su kristallerinin farklı uyaranlara verdiği cevaplar o kadar anlamlı ki suya bu yönü ile bakıldığında ona ancak akıllı canlı bir varlık gözü ile ve ibretle bakılır..İnsanoğlu suyun bu özelliğinden yola çıkarak su ile konuşur onunla halleşir hatta ondan yardım ve destek isteyebilir…Canlılar arasındaki iletişimde önemli olan söz ses ve onun çıkardığı titreşim suda adeta bir yankı buluyor ve su bu titreşime verdiği cevaplarla lisanı hal ile istenilen şeye yardım edebiliyor. Bu ne enteresan bir sonuç değil mi?
 

Yazarın Diğer Bazı Yazıları

Yorum Yap

Yorumlar

Bazı Haberler

Topuk kanı reddi sebebi ile Anayasa Mahkemesine başvuru örneği

Topuk kanı reddi sebebi ile Anayasa Mahkemesine başvuru örneği

Sizinde bebeğinizden topuk kanı örneği istenmiş, vermediğiniz için zulme mâruz kalmış ve diğer hukuk yollarını tüketmişseniz aşağıdaki formu kendi gelişmeleriniz çerçevesinde doldurup kendiniz veya avukatınız aracılığı ile Anayasa Mahkemesine müracaat edebilirsiniz.

Selam ver mutlu ol

Selam ver mutlu ol

Selamlaşmak, teşekkür etmek mutluluğu artıyor: Türkiye'de en çok hangi bölgeler yabancılarla konuşuyor? Rasülullah (a.s.v.) Hz. Enes’e (r.a.) şöyle buyurmuştur: “-Ey Enes! Ümmetimden rastladığın kimselere selam ver ki ömrün uzasın. Evine girdiğinde selam ver ki hayrın ve bereketin çok olsun.”

Edremit Aile Mahkemesi'ne Suç Duyurusu: Topuk Kanı zorbalığına tepki

Edremit Aile Mahkemesi'ne Suç Duyurusu: Topuk Kanı zorbalığına tepki

DSÖ'nün emir ve direktiflerine vahiy gibi sarılan Sağlık Bakanlığı hâmilelere şeker yüklemesi ve bebeklere topuk kanı zülmüne devam ediyor. Sezaryan zulmünü bitirmek için gayret etmeyen Sağlık ve Aile Bakanlıkları topuk kanı söz konusu olunca milleti tehditten geri durmuyor. Bebeklerinden zorla topu alınmasına itiraz eden Özdemir ailesi, Edremit 1. Aile Mahkemesinin aleyhlerine verdiği tedbir kararını Bursa Bölge Adliye Mahkemesine taşımıştı. Şimdi de aile adına açıklama yaptı.